Komedi ve Eglence

KURBANLIK KOYUNUN GÜNLÜĞÜ


1.GÜN


Sevgili günlük, bugün bayramın ilk günü. 10 gündür elimden geleni yapıp bi şekilde satılmamayı başardım. Arkalara kaçtım, sürekli yüzüme hastalıklı bir
Hava verdim. Şans da yüzüme güldü, bugüne geldik. Ama bu iş boşlamaya gelmez. Her an biri gelebilir, orama burama bakıp, şu başımda dikilen herife kilomu sorabilir. O da zaten beni satamadı diye gıcık, en az 10 kilo fazla söyler. Adam inanıp alır beni evine götürür, evin küçük kızı gelip beni sever, oynar. 1 Gün sonra o kızın babası gözlerimi bağlayıp besmele çekip bıçağı boğazıma dayar ve keser. O sırada hayatım gözlerimin önünden bir film gibi geçer. Film de film olsa. Hep aynı kare: Ot yiyorum, etrafa bakıyorum, ot yiyorum etrafa bakıyorum... Hayat mı bu be? Dünyaya gel, birkaç sene ot ye, sonra seni yesinler!

2. GÜN

Sevgili günlük, ben eşeğim. Yani koyunum ama eşeğim. Sana dün ne dediysem oldu, iyi mi?! Saatine mi geldi nedir?! Şu an herifin birinin bahçesindeyim. Şu
Saate kadar bayramlaşmaydı, gelen giden falandı derken beni kesmediler ama en geç yarın bu iş biter! Kesecekler beni günlük duyuyon mu? Kıyacaklar kınalı kuzuna. Hayır boğa olsaydım, sahibimin elinden kaçar, sokaklarda terör estirirdim. Televizyonlardaki bütün haber bültenleri beni gösterir, en azından ölmeden meşhur olurdum. Ama tabiatım boğa kadar asabi değil ki! Koyun gelmişiz, koyun gideceğiz

3. GÜN

Günlük, inanmayacaksın ama hâlâ hayattayım. Bunlar beni kesmeyecek galiba. Şaka yapıyorlar.
Camdan bakıp bakıp gülüşüyorlar. Son gün de beni salacaklar. Haklısın! İyimserliğin de bu kadarına yuh artık. Yok yok bu defa işim zor, hem de çok zor. Yarın görüşemeyiz, hakkını helal et.

4. GÜN

Günlük, benim ben. Hahahaha!! Yırttım oğlum. Bu sabah aslında tam gidiyordum, adam bıçakları, tülbenti hazırladı. Yanıma koydu. Tamam dedim, bu sefer ağzımla kuş tutsam yolcuyum. Sonra 'ne dedim lan ben' dedim kendi kendime. Ağzımla kuş tutmak! Tabii ya! Kuş gribi. Bunu bir becerirsem ağzımda kuşla beni hayatta kesmezler. Hemen dalda duran bir kuştan rica ettim. Gel iki dakika ağzımın içinde dur sonra uçarsın hesabı. Kuş gıcık çıktı. "Hay senin kafana" deyip tam kesilirken kafamın orta yerine hacetini bıraktı. Bunu gören sahibim panikleyip
Kuş Gribiolmamak için beni saldı. Kafana kuş pislemesi uğurlu gelir derlerdi de inanmazdım. Bayram diye buna derim oğlum! Değmeyin keyfi -meeeee





-------------------------------------------



Ninenin Mektubu 

Amanın yavrım,Ben öyle duyuyom, o gocuman memleketlerde cicili bicili, boyalı moyalı, şıngırdak fıngırdak, kirpikleri takma, saçları sokma, onlan bunlan düşüp kalkma, gözleri elde, etekleri belde, artanı da yerde, sıska mıska, şıbıldak gibi bazı, çirkin mirkin hanımlar, gızlar oluveriyormuş…

Amanın onlara tutuluveren de, yanıveren de deme yavrım. Alceen gızın soyu sopu belli, saçı sırma telli, eline el değmemiş, kötü süt emmemiş, sevisi derinde, eti butu yerinde olmalı. Dizine otutturuverdin mi kucağın dolmalı, domuz hem evlenince pazara kadar değil, mezara kadar varmalı. Ee hanım dediğini de alaya kattın mı, koluna taktın mı yakışmalı, duvara attın mı yapışmalı. Bu sözlerimi eyi dinle bakem, bi kulağından sok da öte kulağını tıka, çıkıvermesin len. Senin nazlı Eminen ne
Güne duruyo? Geçenlerde Ekmek ediyodum. Açcık hamurum kaldıydı.

Emine gelivedi. "Koley gelsin ninem" deye artanını da o edivedi sağolsun.

Maş
Allah bi olmuş hopur hopur. Dilim dağı taşı gırkbin kere maşallah… Amanın, artanını da o ediverdikten sonra iki süpürgü çalıvedi avluya, malların altlarını kürüyüvedi. Ben de ah benim ak topanım, gövercinim, kalem kaşlım, nazlı gülüm, mor zümbülüm, al bürgülüm, bol görgülüm, naha Alah seni allı başlı gelinler edivesin, muradına er, gonca güller der, naha evlerine sarı sarı buğdeyler yağıvesin deye dualar edivedim. Giderken de senin hesabiyetine şööle "e gelinim olmecen mi len?"… Sarmeştim de iki yaneceğinden şappudu şuppudu öpüvediydim.

Amanin misler gibi kokuyo len. Ee
öpmek filan deyince o gül yüzün gülüyo de mi? Seni gavurun p... seni! Emi gel yavrım, yokluğun köz oluyo yüreğimde. Dün akşamüstü kırmızı fistanımı geydim de şööle cami duvarına doğru yukarı çıkıyodum.

Elimi ardıma kodum. Bizim Zartlak Osman pencereyi açmış, bende şööle oturdum. Bi de iradyoyu sonuna kadar açtıttırmış da havaları dinliyon deyyodum. Beni görüvedi, "ninee!" dedi. "Eeey!" dedim. "Gel de bi açcık oynayıvee" dedi. "Beni mi deyyon ay oğlum" dedim. "Heee" dedi. "Uleen" dedim, "benden geçti gari a yavrim. Sen o karını, Gıygıdı İbram'ın gızını bi cıscıbıldak soy, köyün delikanlılarını ünle, onların garşısında böyle şakkıdı şukkudu bi oynatıve!".

İyi dememiş miyim len? Sen olmayınca yokluğun köz oluyo yüreciğimde. Gel gari yavrım. Yollara bakıttırma, gözümüzden yaş akıttırma.

Gel gari yavrım, gel gari! He hey…



------------------------------------------

Bir Kara Fatmanın Günlüğü

Dün gece yine ölümle burun buruna geldim. Kendime bir
zarar geleceginden degil ama karim Cemile ne yapar
sonra. Biz aksam yemegimizi genelde
Saat 11-12 gibi
yerdik, ama ev sahiplerimizin misafiri geldiginden geç
vakitlere kadar oturup yatmadilar. Neyse ki konuklarin
gitmesiyle birlikte uykuya daldilar. Bir süre
ortaligin sakinlesmesini bekleyip, yiyecek
toplamaya basladim. Bugün misafirler geldigi için
menü çok zengindi. Pasta ve börek kirintilarina
bayiliriz. Her neyse ben nevaleyi toplarken
birden mutfagin isigi yandi ve "Aaaaaa! Karafatma"
diye bir ses duydum.
Salak adam, ben bir erkegim Fatma da nereden çikti.
Benim adim Ismail. Böyle seyler delikanliyi bozar.
Hadi beni karimla karistirdin diyelim. Sen ne kadar
korkak bir adamsin. Benim kaç katim büyüklügünde
olmana ragmen bu bagiris da ne böyle? O korkunç sesin
kesilmesiyle birlikte,sanki ben ona bir şey yapmisim
gibi beni kovalamaya basladi. Inanin o kadar da
dikkat ediyorum, tabak, çanak bardak üzerinde
dolasmamaya çünkü bu dingilin karisi çok titiz. Bazen
diyorum ki bu giciklarin misafiri Geldiginde git
ortalarda dolas böylelikle utanilacak duruma
düssünler..Ama yapamiyorum iste. Ne olursa olsun,
Ekmek yedigin tekneye kötü gözle bakmamak
gerekir.
Ben eve geldigim ilk yillari hatirliyorum da ne
güzeldi o günler. Rahmetli kayinbabam ve kayinvalidem
beni evlerine kabul etmislerdi. O zamanlar rahattik,
çünkü ev sahibimiz Riza amca kördü. Bu sebeple
evin her yerinde serbestçe dolasabiliyorduk. Hatta
Riza amcayla ayni sofrada
yemek yedigimiz günlerde
oldu. Gerçi bizleri görebilseydi nasil davranirdi
bilmem ama o hep yüregimizde yasayacak. Riza amcanin
durumu pek iyi sayilmazdi, memur emeklisiydi. Bu evde
rahmetli karisininmis,bu yüzden yiyecek konusunda bu
kadar fazla seçenegimiz yoktu. Ama daha mutlu ve
huzurluyduk.
Riza amca bir
Gün görünmez kazaya kurban
gitti.Gerçi onun için bütün kazalar görünmezdi. Riza
amcanin topraga verildigi gün biz de oradaydik.
Karsi komsusu Osman Zeki bey bize geldiginde ceketini
asmisti. Biz de bunu firsat bilip ceketin cebine
girdik. Ardindan Osman Zeki beyle birlikte mezarliga
dogru yola koyulduk. Riza amcanin üç tane oglu vardi
ama bugüne kadar sadece nüfusta gözüküyorlardi.
Hayirsizlar daha ilk
Günden evi satisa çikardilar.

Evi
Su anda oturan adam ve karisi satin aldi. Eve
ayak basmalariyla kayinbabam ve kayinvalidemi
öldürmeleri bir oldu. Adam sonra igrenerek cansiz
bedenleri kagida sararak çöpe atti. Sanki kendisi
çok temizmis gibi. Halbuki tuvaletten çiktiktan sonra
ellerini yikamadigina defalarca sahit oldum. 

Simdilerde kendine üzerinde rahmetli kayinvalidemin
resmi olan bir ilaç almis, durmadan üzerimize sıkıp
duruyor Kayinvalidem Sultan hanim gençliginde
fotomodel oldugu için bu tür ilaçlarin üzerinde
resmi bulunuyor. Hatta bir iki reklam filminde de
oynamisti. Ama evlenince mecburen birakti. Çünkü
kayinbabam tam bir Osmanli erkegiydi. Bugüne kadar
rahmetli Riza amcanin anisina bu evde oturduk,
artik daha fazla dayanacak halimiz kalmadi. Ese dosta
haber saldik. Kendimize göre bir ev bulur bulmaz
tasinacagiz buradan. Belki de sizin evinize yerlesiriz
hayat bu belli mi olur?



--------------------------------------------

 

Tsunami Türkiyede Olsaydı

-"Kalk hanım uyan... Galiba gece AB'ye girmişiz. Dışarısı Venedik gibi olmuş...

"-"Bu sene denize gidemedik diye ağlanıyordun hanım, al
deniz ayağımıza geldi.

-İnsan bari neden arabamız yok diye ağlar. Hay senin kafana

"-"Kardeşim çeksene şu kayığını dükkanın önünden ya, vitrini kapatıyorsun.

"-"Ya ben caddede yavaş yavaş gidiyordum baba ya. Birden karşıma bi yat çıktı. Geldi bana vurdu. Ya
valla içmedim baba ya!!!

"-"Ne yani, şimdi evin önüne köpekbalığı mı bağlıycaz?!

"-"Abi şimdi ben evde internette sörf yapıyordum, sonra bi baktım harbiden sörf yapıyorum. Bu benim yeni bilgisayar süper oğlum

"-"Demek eve ben yokken erkek almıyorsun öyle mi Neriman!!! Balkondaki -balıkadamı nasıl izah
edeceksin ulan o zaman?!

"-"Sevgili vatandaşlarım! Ankara'ya deniz getirme projesini gerçekleştirme şerefi de bizim
hükümetimize nasip oldu. Hepimize hayırlı olsun.

"-"Bak hanım, şimdi şu gelen dalgaya bir takıldık mı doğru bizim evdeyiz. Bende taksiye dolmuşa para
kaptıracak göz var mı be heheeeee...

"-"Doğa bize her an güzel oyunlar oynayabilir çocuklar. Bakın mesela şu üzerimize gelen dev dalga.
Nasıl da gerçek gibi değil mi?Tamamen bir göz yanılsaması oysa. Durun kaçmayın çocuklar, daha ders
bitmedi...

"-"Demek arkamda dev bir dalga var ha Tankut?! Rica ederim dalga geçme benimle, hiç öyle boşuna da kaçma, yemezler.

"-"Hey sen balıkçı kayığı, kırmızıda geçtin sağa çek. Aloooo kime diyorum sağa çeeekkk!!!

"-"Valla işten kaytarmıyorum patron!!! Yemin ederim ki, balkonda otururken bacağımı köpekbalığı
ısırdı. Niye inanmıyorsun ya?!!

"-"Ulan tam balıkçı dükkanı açtık, şehri deniz bastı iyi mi? Hay ben böyle şansın taaa!!!

"-"Dürbün yaklaştırır derlerdi de bu kadar olacağını ummazdım Melike!!! İnanır mısın denizi
ayaklarımın altında hissediyorum,
Allah canımı alsın!!!

"-"Abi bu durumda, yarın ikinci ayakta hangi denizatı birinci gelir dersin?!

"-"Tacettin bizdeki şansı görüyor musun?
Belediye otobüsü diye bindik, meret deniz otobüsü oldu.
Kesin fark alır şimdi
bunlar, bak görürsün.

"-"Çocuklar bakmayın öyle yiyecekmiş gibi. Denizden babam çıksa yerim lafı sadece bir deyim. Hanım
şunlara bir şey söylesene yaa. Zaten sırılsıklam olmuşum. Ahhh bacağım. Isırmayın laaann!!

"-"Kız, bu kaptan sana kesik diyordum da inanmıyordun ablana. Bak nasıl da getirdi koca vapurla
bizim evin kapısına kadar. Biz kaçın kurasıyız kızım.Anlarız.

"-"Heeeyy moruk. Bak
Suda giden BMW çıkış abi. Hemen gidip pedere yazılmaca, bi tane aldırmaca!!!

"-"Emlakçı bey kardeşim, bu ev
Su içinde 100 milyar eder diyordun. Görücez bakalım haklı mıymışsın...

"-"Haçan, deniz habire celiy. Ayakta durulmayii... Ben düşeyrum bilesunuz... Bunun adı tsunami değil, tutunamiii olsun kardaşum... Allaaaahhh...

"-"Garson bey, ben deniz kenarı
Masa istemedim, deniz kendi geldi. Deniz kenarı masa parası vermem bilesin...

"-"Eh be çocuğum, kaç kere dedim sana di mi taş atma denize diye. Bak kızdırdın işte!!!"



-----------------------------------------------------------------------------------

REKLAMLAR
 
ARAMA MOTORU
 
Özel Arama
HABERLER
 
SİNEMADA BU HAFTA
 
SPONSOR REKLAMLAR
 
 
Bugün 7 ziyaretçi (22 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol